1: Ekonomi - Jan Zeese ile röportaj

Liman ve Yük Taşımacılığı AŞ Köln basın sözcüsü ile röportaj 

HGK'nın görevleri nelerdir?

Liman ve Yük Taşımacılığı AŞ Köln, dört liman ve bir demiryolu işletmektedir. Demiryolu, kendi şebekesi ve demiryolu sistemi ile bağlantıları olan bir demiryolu ağı içermektedir. Demiryolunu Köln'de ve Avrupa'nın her yerinde işletiyoruz.

 

HGK, Köln Belediyesi ve IHK(Köln Sanayi ve Ticaret Odası) gibi diğer kurumlarla iletişim kuruyor mu?

Köln Belediyesi %90'ın üzerindeki payıyla HGK’nın sahibidir. Ayrıca Rhein-Erft-Kreis'ın da HGK’da küçük bir payı bulunmaktadır. HGK  Stadtwerke Köln Holding’in bir firmasıdır ve bu holding de Köln Belediyesi’ne aittir. Bu nedenle bizim firmamız ve Köln Belediyesi arasında yakın bir bağlantı bulunmaktadır. Biz ekonomik olarak çalışması gereken, kâr yapması gereken bir şirketiz. Fakat aynı zamanda daha yüksek düzeyli amaçları da yerine getirmeliyiz. Örneğin, endüstriye destek sağlama ve altyapıyı geliştirme gibi amaçlarımız da vardır. Çalıştığımız diğer kurumlar ister dernek olsun, ister  Sanayi ve Ticaret Odası olsun  bütün faaliyetlerimiz kamusal alanda gerçekleşmektedir. Ve bu nedenle de politikacılarla olduğu gibi diğer şirketlerle de  kamu çıkarlarına bakmaksızın bağlantılı olmak bizim için önemlidir.

 

Köln için iç su taşımacılığı ne kadar önemlidir?

Köln’ün Ren’in üzerinde bulunduğu için kendisini çok şanslı görebileceğini düşünüyorum. Bu, şehrin lojistik bir sıcak nokta ve iç su yolu taşımacılığının merkezi olduğu anlamına gelir ve bu durum yeni değildir; aksine  100 yıldır sürmektedir. Köln iç taşımacılık ve Ren Nehri sayesinde zenginleşmiştir. Köln’ün bugün hala hareketli bir ekonomi ve sanayi metropolüne sahip olması  Almanya’daki önemli trafik atardamarlarından biri olan Ren Nehri kıyısında olmasından dolayıdır. Bir örnek vermek gerekirse nehir taşımacılığının  %80'i Ren Nehri’nde gerçekleşmektedir.

 

 

 

Nehir taşımacılığı küreselleşen dünyada nasıl gelişecek ve bu durum Köln şehri için ne anlama geliyor?

Bu durum gerçekleşirse trafiğin artacağı ve bununla birlikte bizlerin de artan yük trafiğine uyum sağlamamız gerekeceği öngörülebilir. %1'lik ekonomik büyümenin, %1,5'lik bir  trafik artışını da beraberinde getirdiği bilinmektedir ve benzer bir durum Köln’de de gözlenmektedir. Köln ekonomisi gelişmekte ve küreselleşmeden kar sağlamaktadır. Mal veya yük trafiği giderek büyümektedir ve bizler nehir taşımacılığı ile bu büyümeyi dengelemeye çalışıyoruz. Yük taşımacılığının karayolundan demiryoluna aktarılması siyaset tarafından desteklenmektedir, fakat doğrusunu söylemek gerekirse tümden bir aktarma mümkün değildir. En önemli hedef büyümeyi en azından mümkün olduğunca dengelemeye çalışmaktır. Örnek vermek gerekirse, trafik uzmanları, Köln'den deniz limanlarına kadar olan kamyon trafiğinin önümüzdeki 20 yıl içinde iki katına çıkacağını tahmin etmektedir. Nehir taşımacılığı ve demiryolları, artan mal taşımacılığı ile başa çıkmak için daha iyi seçeneklerdir.

 

Nehir taşımacılığı tren ve tır taşımacılığı ile karşılaştırıldığında ne ölçüde avantaj sağlamaktadır?

Gemi verimli ve güvenilir ancak hızlı ve esnek değildir ve gemiler bağlantı noktaları gerektirirler. Limana vardıktan sonra malların demiryolu ya da karayolu ile taşınması gerekir. Bir ton ürünü bir kilometreye taşımak için, bir geminin yaklaşık 1,2-1,3 litre yakıt ihtiyacı vardır; bir kamyonun ise bunun üç katına ihtiyacı vardır.  Bu demek oluyor ki eğer enerji tasarrufundan bahsetmek istiyorsak, yani daha az akaryakıt (benzin) tüketerek büyük miktarda mal taşımak istiyorsak çözüm gemi taşımacılığından geçmektedir. Esnekliği ve hızlı olması nedeniyle tır kısa mesafe taşımacılığında kuşkusuz rakipsizdir. Hiç kimse bu durumu sorgulamamaktadır, fakat 3000 ton kömürü limandan elektrik santraline tır ile ulaştırmak hiç de mantıklı değildir. Bu daha hızlı olduğu için tam da nehir taşmacılığının görevidir.